lisede en zorlanılan dersler

net beden eğitimi amk.dar bir eşofmanım vardı ve "yerinde say, marş" denilince haşa huzurdan araya kaçıyordu.bir de beden salonu diye bir bela var ki, tribünden en az 2 en fazla 4 sınıf sizin götünüze bakıyor olabilir. hiç sevmezdim.

kesinlikle (bkz: matematik) (bkz: geometri)

geometri bi kadın hocamız vardı adı aytül kadın tahtaya kaldırırken ayrı bir laf sokar,soruyu çözmeye çalışırken ki(zaten çözemezdim)orada bir laf sokar,sırama giderken bir laf sokardı kadın resmen travma yaşatırdı bana,onun dersinde olabildiğince hedef küçültürdüm beni tahtaya kaldırmasın diye

(bkz: geometri)

net fizik. hele o lys fizigi beni benden aliyo.

coğrafya. 49.78 ile kaldığımdan beri iyi değilim

dokuz ve onuncu sınıflarda kimya onbirinci sınıfta fizik. gerçi onuncu sınıftan sonra derslerle pek ilgilenmedim onbirinci sınıfta çanta götürüp getirmiyordum.

geometri

anlatılamayan matematik dersi. dershaneye gidince aslında kolaymış lan dedirtir

kesinlikle beden eğitimiydi. lanet olsun o toplarin hepsi yamuktu

açık ara coğrafyadır. sayısalcıyım ben bana ne dağların paralelliğinden

(bkz: biyoloji) 9. sınıfta gördüm,nefret ettim.sınavda kopyayla bile 70'in üstüne çıkamamıştım amk. bir keresinde de kopya çektiğimi anlamıştı hoca,gelip kağıdımı almıştı. sonra eşit ağırlığa geçip kurtuldum tabi dersten.

fizik. fizik tekrar fizik

lanet matematik ve almanca

sözlük resmen anti-sayısal

kimyaydı. son sene hariç 2-3 geldi hep. inat gibi üniversitede de kimya ağırlıklı bir bölümde okudum. orda da analitik kimya ve organik kimyayı beceremedim. 17 yaşında adama meslek tercihi yaptırırsan olcağı bu işte.

bilgisayarlı muhasebe.

biyoloji oldu lise 3 te ancak geçebildim gerçi hoca cevapları önüme koymasa yine kalacaktım

kesinlikle fizik ve kimya. her sene kaldığım derslerdendi.

(bkz: edebiyat)

math derim başka da bir şey demem.

matematik, fizik, kimya, biyoloji.

açık ara geometri

fizik.

(bkz: beden eğitimi) deliler gibi voleybol oynardık yaz kış.gerisinde uyurdum zaten.

açık ara fizik

(bkz: büyümek) fikirlerimizin olgunlaşmaya başladığı dönem lise dönemine denk geliyor. ve biz her zaman olduğu gibi yine bazı şeylere bağımlı kaldığımız için büyümek zorlaşıyor.

matematik ve kimyadan kaldığım için sözele gitmek zorunda kalmıştım.

İngilizcede hep zorlanırım. Sadece lisede değil ilkokuldayken de iyi değildi. Lisede hocamız bize bir olaydan dolayı çok kızmıştı. İstediğiniz sözlü notunu söyleyin vericem dedi. Herkese tek tek soruyor ne istiyosun diye ama nasıl sinirli. O sinirin yanında hayal kırıklığına uğramış bir yüzde var. Sıra bana geldi ne istiyosun diye sordu. Sınavlarımda kötü geçmişti kurtarma sınavına girecektim o yüzden. Ben de ne isterseniz verin hocam dedim. Ben zaten kurtarmaya giricem. Sözlü notunu hocaya bıraktım kurtarmaya girdim. Sonrada paşa paşa kaldım. Ama pişman değilim. Onun bize verdiği iyi niyeti suistimal eden kişiler yüzünden sabrı taşan hocanmın o anından yararlanmak istemedim. Eğer öyle yapsaydım işte o zaman pişman olurdum.

Biyoloji. hiçbir zaman kafam basmadı

Fizik dersiydi benim hiçbir şey anlamıyordum hala da anlamam aldığım en yüksek not 50 o da ilk sınavdı formülü bir şeyler yoktu terimler vardı ona rağmen 50 aldım sonra eşit ağırlığa geçtim ve bir daha kendisiyle görüşmedim

meslek liseliler için bölüm dersleri aşırı zordur bence. kod yazmamak için seçtiğim web tasarım dersi beni bi hayli üzmüştü.

dersi sevmeme rağmen embesil ve egoist bir hoca yüzünden bu ders benim için (bkz: geometri)'dir. 01 almışlığım var. sıra arkadaşım da 02 aldı. ona dönüp "kanka üzülme benim tam iki katımı almışsın ehe" demiştim :(

Şimdi İngilizce diyen tayfa doluşur buraya... Hocam büyük düşünün dünyanın zor dillerinden biri sizin ana diliniz ingilizce de birşey yok amk plss